İle Av. Alper Atmaca Kasım 21, 2018
Türkiye dernek yaşantısında, özellikle olağanüstü genel kurul yapılmasının gereklilik olarak ortaya çıktığı çalkantılı derneklerde genel kurul organının toplanma ve karar usulü fazlasıyla tartışmaya ve çoğunlukla yanlış uygulamalara sahne olmaktadır.
Dernek genel kurulları, 5253 sayılı Dernekler Kanununun 4. maddesi uyarınca dernek tüzüğünde belirtilen şekilde olağan şekilde toplanırlar. Türk Medeni Kanunu 74. madde uyarınca dernek yönetim kurulunun tüzük kapsamında belirlenen tarihte çağrılması ve en geç 3 yılda bir yapılması yeterlidir. Olağanüstü toplantı başlıklı 75. madde ise olağanüstü genel kurul toplantılarının çağrı usulünü belirtir. Yetkili organlarca gerekli görülmesi ve üye sayısının beşte birinin yazılı başvurusu ile çağrı yapılır.
Kısaca söylenmesi gereken tespit, olağan ve olağanüstü genel kurulların tek farkının çağrı usulü olmasıdır. Bu bakımdan olağan genel kurullar, tüzükte belirtilen tarihlerde yapılan çağrı ile yapılırken, olağanüstü toplantılar ise olağandışı bir durum dahilinde gelişen ve tüzükçe belirtilen zamandan erken karar alınmasının gerekli görüleceği durumlarda gerçekleşir.
Uygulamadaki en büyük sorun olağanüstü genel kurulların, olağanüstü toplantı usulleri olduğu düşüncesidir. Bu düşünce ile toplantılar gündemsiz, zaman ve duyuru kurallarına uymadan yapıldığı gibi, yine TMK 79/2 fıkrasının “Genel kurul toplantısında yalnız gündemde yer alan Maddeler görüşülür.” cümlesi maddenin kalanından bağımsız olarak değerlendirilip üyelerin gündem talepleri ile söz talepleri oylamaya sunulmadan reddedilir.
Özetle Olağanüstü genel kurul toplantıları ile olağan genel kurul toplantıları arasındaki tek fark toplanılan zamanın olağandışı olmasıdır. Bunun dışında hukuki uygunluk sağlamak adına gerekli olan tüm usul işlemleri tamamen aynıdır. Uygulamada bulunan derneklerin bu hususu göz önünde bulundurarak yaşantılarını sürdürmeleri toplumsal ve dernek yaşantısına faydalı olur.