İle Av. Emine Susi Atmaca Kasım 28, 2018
4721 sayılı Türk Medeni Kanunun Edinilmiş Mallara Katılma başlığı altında, D bendinde düzenlenen mal rejiminin sona ermesi ve tasfiyeye ilişkin Madde 225’de: “Mal rejimi, eşlerden birinin ölümü veya başka bir mal rejiminin kabulüyle sona erer.” hükmü bulunmaktadır.
Söz konusu maddenin ikinci fıkrası; “Mahkemece evliliğin iptal veya boşanma sebebiyle sona erdirilmesine veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesi hâllerinde, mal rejimi dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer.” hükmünü de barındırmaktadır.
Madde metni çok açıktır. Ölüm halinde mal rejimi sona erer ve sağ kalan eşin tasfiye talep etme hakkı doğar. Sağ kalan eş, katılma alacağını aile mahkemelerinde açacağı mal rejiminin tasfiyesi davası ile talep edebilir. Mal rejiminin tasfiyesi davasında yapılacak olan bilirkişi incelemesi ile sağ kalan eşin katılma alacağı tespit edilir. Dava neticesinde belirlenecek olan katılma alacağı artık terekenin borcudur ve kendi payı da dahil olmak üzere tüm paylar bu borçtan sorumludur.
Mirasın taksimi işlemlerine bu aşamadan sonra geçilmesi gerekmektedir ancak halen uygulamada; sağ kalan eşin hukuki bilgi eksikliği, çocukların müşterek olması veya sair düşünceler ile katılma alacağı haklarını almadan mirasın taksimi yoluna gidildiği görülmektedir. Hak kayıplarının önüne geçilmesi için yukarıda belirtilen kanun hükmünün uygulama yönünden getirdiği düzenlemeye dikkat edilmesi gereklidir.